SAVAŞ VE BARIŞ GAZETECİLİĞİNDE ETİK ANLAYIŞ

Savaşın acımasız yüzü karşısında gazetecilik nasıl etik kalabilir? Barış gazeteciliği neden önemlidir? Prof. Dr. Süleyman İrvan ile yaptığımız bu röportajda, çatışma bölgelerinde görev yapan gazetecilerin karşılaştığı zorlukları ve etik ikilemleri inceliyoruz.

Gazetecilik mesleği, doğru ve tarafsız haber sunma sorumluluğunu taşırken, özellikle savaş ve çatışma dönemlerinde büyük etik ikilemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Savaşın acımasız yüzü, gazetecilerin olayları aktarırken etik ilkelerden sapmamaları gerektiğini her zamankinden daha fazla vurgular. Peki, bir gazeteci çatışma bölgelerinde görev yaparken nasıl etik kalabilir? Sorularımızın cevaplarına Prof. Dr. Süleyman İrvan ile yaptığımız bu röportajda yanıt bulduk.

Prof. Dr. Süleyman İrvan Kimdir?

Ben Prof. Dr. Süleyman İrvan. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini sırasıyla Gazi Üniversitesi, University of West Florida ve Ankara Üniversitesi’nde gazetecilik alanında tamamladım. Akademik kariyerime 1999 yılında Gazi Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak başladım. Daha sonra Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi’nde görev aldım. 2008 yılında profesör unvanı aldım. 2010-2015 yılları arasında Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde dekanlık yaptım. 2013-2015 yıllarında KKTC Medya Etik Kurulu başkanlığını üstlendim. 2017 yılından itibaren Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde görev yapmaktayım. 2017-2023 yılları arasında Gazetecilik Bölümü Başkanlığı, 2023’ün ilk çeyreğinde fakülte dekan vekilliği yaptım. 2024 yılı başından itibaren de rektör danışmanlığı görevini yürütmekteyim. Çalışmalarım, gazetecilik etiği, eğitimi, barış gazeteciliği, araştırmacı gazetecilik, basın tarihi, sözlü tarih ve iletişim kuramları alanlarında yoğunlaşmaktadır. Akademik kariyerim boyunca bu alanlarda çok sayıda yayın yaptım.

Savaş ve barış gazeteciliği arasındaki temel farklar nelerdir?

Bu ikili karşılaştırma, barış gazeteciliği anlayışının fikir babası Johan Galtung’a aittir. Savaş gazeteciliği anlayışı çatışma odaklıdır, çatışmaları körükler ve savaşın sürmesinden beslenir. Barış gazeteciliği ise barış girişimlerini destekleyen, şiddetin görünen ve görünmeyen etkileri üzerine yoğunlaşan, çatışmaları önleyici girişimlere daha fazla değer veren bir gazetecilik anlayışıdır. Bu kavramlaştırmaya göre, savaşları haber yapan bir gazeteci pekâlâ barış gazeteciliği yapabilir, yapmalıdır da. İkinci fark ise savaş gazeteciliği propaganda gazeteciliğidir. Gerçeklere değil, desteklenen tarafın propagandasına yer verir. Oysa barış gazeteciliği gerçeklere odaklanır, propagandadan uzak durur. Üçüncüsü, savaş gazeteciliği seçkinlere, hükümetlere yaslanır, onların sözcülüğünü yapar, barış gazeteciliği halk odaklıdır. Halkın sesi olmaya çalışır. Dördüncüsü, savaş gazeteciliği zafer odaklıdır, desteklenen tarafın zafer kazanması için çabalar, oysa barış gazeteciliği çözüm odaklıdır. Bir tarafın zaferinin barış getirmeyeceğine, barışın ancak kazan-kazan mantığı ile kurulabileceğine inanır.

Savaş ve barış gazeteciliğinde etik ihlallerin önlenmesi için hangi önlemler alınmalıdır?

Savaş gazeteciliği özü itibariyle etik olmayan gazetecilik anlayışıdır. Oysa barış gazeteciliği tam anlamıyla uygulanabildiği takdirde etik gazetecilik anlamına gelir. Nitekim Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından hazırlanan Gazetecilerin Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi’ne göre, “Gazeteci haber ve yorumlarında çatışmacılığı değil, barış gazeteciliğini esas almalıdır. Taraflara eşit mesafede durarak, sansasyonel habercilikten kaçınmalıdır. Çatışmaların görünür ve anlık etkileri yerine uzun vadeli ve travmatik etkilerine odaklanmalıdır. Barış girişimlerini görmezden gelmemeli, desteklemelidir.”. Bu ilkelere uyulduğu takdirde etik ihlaller söz konusu olmayacaktır.

Savaş ve barış gazeteciliğinde tarafsız kalmak ne kadar önemlidir ve bu nasıl sağlanabilir?

Ne savaş gazeteciliğinde ne de barış gazeteciliğinde tarafsız kalmak mümkündür. Tarafsızlık gerekli de değildir. Savaş gazeteciliği savaşta desteklediği tarafı tutar. Barış gazeteciliği ise gerçeğin tarafındadır ve barış yanlısıdır. Önemli olan taraflı olmak değil, objektif haber yapabilmektir. Objektif haber, gerçekleri çarpıtmadan, propaganda içermeyen, doğruları söyleyen haberdir. 

Savaş ve barış gazeteciliğinde etik kuralların ihlal edilmesi durumunda medyanın sorumluluğu nedir?

Barış gazeteciliği etik kurallara uygun gazeteciliktir. Eğer etik kurallar durmaksızın ihlal ediliyorsa zaten barış gazeteciliğinden söz edemeyiz. Savaş gazeteciliğinde etik kurallar geçerli değildir. Sorumlu bir medya, savaş gazeteciliği anlayışını benimsemez. 

Savaş ve barış gazeteciliğinde bilgiye ulaşma ve haber kaynaklarını kullanma konusunda etik sınırlar nelerdir?

Savaş gazeteciliği genellikle “biz” ve “onlar” ayrımına gider, sadece bir tarafın bakış açısını yansıtır ve öteki tarafın görüşlerine yer vermez. Dolayısıyla haber kaynakları da tek taraflı olur. Barış gazeteciliği ise tarafsız bir tutum takınmaya çalışır. Mümkün olduğunca tüm tarafların sesine kulak verir, farklı bakış açılarını yansıtmaya özen gösterir. Haber kaynaklarını bu doğrultuda seçer ve çeşitlendirir. Sadece resmi kaynaklara değil, sivil toplum örgütlerine, bağımsız gözlemcilere, uzman görüşlerine de başvurur. Böylece olayları daha bütüncül bir perspektiften ele alır. Etik sınırlar açısından bakıldığında, savaş gazeteciliğinde tek taraflı ve önyargılı kaynakların kullanılması, gerçeklerin saptırılması riski taşır. Barış gazeteciliğinde ise çok seslilik, dengeli ve tarafsız habercilik ilkeleri ön plandadır. Yine de her iki yaklaşımda da doğruluğa, dürüstlüğe ve kaynakların güvenilirliğine azami özen gösterilmelidir.

Savaş ve barış gazeteciliğinde etik dışı davranışların kamuoyuna etkileri nelerdir?

Savaş gazeteciliği kolay gazeteciliktir. Toplumun duygularına seslenir. Bu anlayışa göre biz daima iyi taraftayız, düşmanlarımız ise kötü taraftadır. Sürekli düşmanlıkları, önyargıları besler. Oysa barış gazeteciliği zor gazeteciliktir. Zaman zaman toplumsal çoğunluğu karşısına alır. Toplumun hoşuna gitmeyen çözüm önerilerini dillendirir. Savaş gazeteciliği kısa vadeli zaferlere, barış gazeteciliği kalıcı çözümlere odaklanır. 

Related Posts

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN İLK ŞEHİTLİĞİ: ÇAYYÜZÜ

Yörük Ali Efe’nin önderliğindeki Aydın Efeleri, bu bölgede Yunan işgaline karşı direniş göstermiş ve Çayyüzü mevkinde önemli bir direniş noktası oluşturmuştur. Burada yaşanan çatışmalarda şehit düşenler, Türk Kurtuluş Savaşı’nın ilk şehitleri arasında yer almaktadır. Çayyüzü Muhtarı Tuhan Kurt, Çayyüzü köyü sakini Ali Kurt, Aydın Adnan Menderes…

Continue reading
ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİ

Ege ve Akdeniz Bölgeleri iklim ve toprak yapısı açısından çilek yetiştiriciliği için oldukça elverişli bölgelerdir. Bu bölgelerdeki ılıman iklim, çilek yetiştiriciliği için ideal koşullar sunar. Ayrıca bölgedeki topraklar çilek yetiştiriciliği için zengin ve verimlidir. Çilek yetiştiriciliğinde çeşit seçimi oldukça kritiktir. İklim koşullarına uygun çeşitlerin seçilmesi, hem…

Continue reading

You Missed

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN İLK ŞEHİTLİĞİ: ÇAYYÜZÜ

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN İLK ŞEHİTLİĞİ: ÇAYYÜZÜ

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİ

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİ

AYÇİÇEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

AYÇİÇEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

ÜÇ NESİL DEVAM EDEN GELENEK: MEST

ÜÇ NESİL DEVAM EDEN GELENEK: MEST

73 YILLIK TARİH: ADNAN MENDERES STADYUMU

73 YILLIK TARİH: ADNAN MENDERES STADYUMU

GÜVERCİNADA: KUŞADASI’NIN TARİHİ ADASI VE SIRLARI

GÜVERCİNADA: KUŞADASI’NIN TARİHİ ADASI VE SIRLARI